🏐 Fetö Den Beraat Eden Askerler Göreve Iade
Ayrıca FETÖ ile mücadelesiyle öne çıkan askerler de terfi ettirildi. Bu isimler arasında Hava Kuvvetleri’nde 15 Temmuz sonrası göreve dönen pilotlar öne çıktı.
Haberler > Yurttan Haberler Haberleri > Adana Haberleri > FETÖ'den beraat eden Çay, göreve iade edildi FETÖ'den beraat eden Çay, göreve iade edildi 05.07.2018 - 22:39 | Son Güncelleme: 21.02.2019 - 22:19 Abone ol
FETÖ başta olmakla beraber terör örgütlerine veya MGK’ya göre devletin milli güvenliğine yönelik olarak karşı faaliyetlerde bulunduğuna karar verilen ve örgütlerle ilişkisi olduğu ifadesiyle kamu görevinden meslekten veya görevden çıkarılan ya da ilişikleri kesilen subayların yanı sıra, astsubay, uzman jandarmalar ile Emniyet Genel Müdürlüğü’nde emniyet
Sonuç olarak belirtmek gerekir ki 15 Temmuz’dan sonra hızlanarak devam eden FETÖ ile mücadele kesintisiz bir şekilde devam etmektedir. Nitekim son tartışmalar sonrası gerek hükümet sözcüleri gerekse Cumhurbaşkanı Erdoğan FETÖ ile mücadelenin kesintisiz ve tereddütsüz devam edeceğini vurgulamıştır. [Sabah, 9 Kasım 2019]
FETÖ'den gözaltına alınıp, serbest bırakıldıktan sonra Kırkağaç a geri dönen astsubaylar H.H. ile B.H. görevden uzaklaştırıldı. 22 Temmuz 2017 Cumartesi 07:00 - Güncelleme: 22
İçişleri Bakanlığı, FETÖ itirafçısı olan bazı isimlerin göreve iade edildiğine ilişkin haberler sonrasında açıklamada bulundu. Yapılan açıklamada, "Bugüne kadar hiçbir itirafçı, görevine iade edilmemiştir" denildi. Bakanlıktan yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Bazı kesimler tarafından Bakanlığımız
Öğretmenler gününde çarpıcı iddia: Açığa alınanlar göreve iade edilecek! Haberi. Videolar Yazarlar. Ankara 25. kapalı
FETÖ üyesi oldukları iddiasıyla gözaltına alınıp adli kontrolle serbest kalan 29 askerden üsteğmen Muhammed T.'nin de aralarında bulunduğu 10'u Jandarma ve 6'sı Kara Kuvvetleri'nde görevli 16 askerin, "savcılığa görüş sorulmadan ve bilgi verilmeden" göreve iade edildiği, bunlardan uzman çavuş Ö.A.'nın ise ByLock'çu
Ekteki Ankara 21.İdare Mahkemesi kararına göre ilgili hakkında ceza mahkemesince verilen BERAAT KARARI İSTİNAF AŞAMASINDA olmasına rağmen göreve iade kararı verilmiştir, ayrıca Kurumca irtibat ve iltisaka dair herhangi bilgi ve belge sunulamamıştır;
tj1Ecz. Eski korgeneral Metin İyidil'i beraat ettiren heyetin başkanı eski askeri hakim Hulusi Gül hakkında “FETÖ” suçlaması olduğu ortaya çıktı. FETÖ'cü bir ekibin kumpasına maruz kalan eski askeri savcı Mehmet Çelik, HSK'ya yaptığı şikayette o ekibin içinde Gül'ün de yer aldığını bildirerek cezalandırılmasını istedi. FETÖ'cü korgeneral Metin İyidil'i tartışmalı bir kararla beraat ve tahliye ettirilmesiyle gündeme gelen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesi Başkanı Hulusi Gül ve heyetteki üyeler hakkında önceki gün soruşturma başlatıldı. HSK ayrıca söz konusu isimleri tedbiren görevden aldı. Bu kapsamda, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından askeri mahkemelerin kapatılması üzerine HSK tarafından istinafa atanan Gül de Çorum'da görevlendirildi. FETÖ'DEN ŞİKAYET EDİLDİ Tepkilere neden olan kararın altında imzası bulunan Gül hakkında, daha önce HSK'ya şikayet dilekçesi sunulduğu öğrenildi. Eski askeri savcı Mehmet Çelik tarafından sunulan şikayet dilekçesinde Gül'ün FETÖ'cü olduğu savunuldu. Çelik, askeri savcı olarak görev yaptığı 2008 yılında FETÖ soruşturması başlattığını, bunun üzerine örgütün kendisini hedef aldığı ve mesnetsiz iddialarla hakkında davalar açıldığı belirtti. RESMİ EVRAKTA SAHTECİLİK O dönem sivil yargıya gönderilen tüm davalardan beraat ettiğini ancak “Resmi evrakta sahteciliğe azmettirme” suçundan açılan davanın sivil bir suç olmasına rağmen Askeri Yargıtay'da kaldığını ve FETÖ'cü üyelerin görev yaptığı daire tarafından yargılandığı aktaran Çelik, “Bu heyetten kurtulmak için tek şansım dosyanın sivil yargıya gitmesiydi. Bu nedenle kumpastan kurtulmak amacıyla emeklilik hakkımı kazanmamış olmama rağmen istifa ettim. Ancak görevsizlik kararı yerine yargılamaya devam edilerek mahkumiyet kararı verildi.” dedi. GÜL DE O HEYETTEYDİ Kararın daha sonra Askeri Yargıtay Daireler Kuruluna geldiğini ve bu Kurula da Hulusi Gül ile Aslan Duru'nun atandığını söyleyen Çelik, “Mahkumiyet oy çokluğu ile onandı. Bu karara karşı başvurum üzerine Anayasa Mahkemesince oy birliğiyle hak ihlali kararı verildi. Yargıtay'da yeniden yapılan yargılama neticesinde beraat ettim.” dedi. FETÖ KUMPASININ ANA AKTÖRLERİ ARASINDA Çelik, HSK'ya sunduğu şikayet dilekçesinde şu ifadeleri kullandı “O tarihte her şey çok açık ve saflar netti. Hulusi Gül o zaman binbaşıydı ve tereddütsüz FETÖ grubundaydı. Tanık olarak verdiği ifadesinde de anlaşılacağı üzerine tüm hayatını FETÖ'cülerle geçirmiştir. Bu itibarla bana yapılan inkar edilmez ve saklanamaz FETÖ kumpasının ana aktörleri olan Hulusi Gül, Özcan Ersayın, Aslan Duru ve İlker Uçlu'nun FETÖ üyeliği ve bana karşı işledikleri memuriyet görevini kötüye kullanma ve sair suçlardan yargılanmaları için haklarında soruşturma kararı verilmesini saygılarımla arz ve talep ediyorum.” İstinaf Başsavcılığı, eski korgeneral Metin İyidil hakkında verilen beraat kararının bozulması için temyiz başvurusunda bulundu. Yargıtay 16. Ceza Dairesi'ne gönderilen temyiz dilekçesinde, sanık İyidil'in EDOK Karargahı'nda bir problem olmadığını öğrenmesine ve darbenin engellenmesi için görevinin başına geçerek, olay gecesi ülke genelinde çok önemli olayların yaşandığı bağlı birliklerine resmi yollardan yazılı ve sözlü talimatlar verebilecek durumda olmasına rağmen, bir kafede telefon görüşmeleri ile darbe kalkışmasının gidişatını anlamaya çalıştığı aktarıldı. Temyiz başvurusunda ayrıca, İyidil hakkında verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis ile hükmen tutukluluğa ilişkin itirazın duruşma açılarak değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekildi. Söz konusu başvuruda, şu ifadeler yer aldı “Sanık hakkında duruşma açılarak olay tarihinde icra ettiği eylemlere yönelik bir kısmı sanığın lehine ve bir kısmı aleyhine ifadeler içeren bir biri ile çelişik tanık beyanları arasındaki çelişki giderilerek, çelişki giderilemiyor ise hangi beyanlara niye üstünlük tanındığının karar yerinde tartışılıp kabul ve tespiti ile sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini yerine yazılı olduğu hali ile eksik araştırma, inceleme, hatalı kabul ve gerekçe ile ilk derece mahkemesinin kararına yönelik vaki istinaf başvurusunun esastan reddi yerine sanık hakkında beraat kararı verilmesi, usul ve yasaya aykırıdır.” Kaynak Yeni Şafak Osman Özgan
Kamudan ihraçların iptali istemiyle açılan davalara bakan Ankara Bölge İdare Mahkemesi, bu soruyu terör örgütü üyeliği, iltisak ve irtibat kavramları üzerinden yanıtladı. “İrtibat ve iltisak” kavramlarının tanımını yapan Mahkeme, “Kamudan çıkarma nedenleri sadece terör örgütü üyeliği ile sınırlı değil terör örgütleri ile irtibat ve iltisak da ihraç nedeni sayılmıştır. Bu nedenle ilgililer hakkında ceza yargılamasında üyelik suçlamasıyla beraat ya da takipsizlik kararı verilmiş olsa bile idari yargı irtibat ve iltisak yönünden de ihraç işlemini incelemek zorundadır” dedi. KHK’LARLA 131 BİN 922 İŞLEM YAPILDI FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen ve iki yıl süren OHAL süresince çıkarılan KHK’larla 131 bin 922 tedbir işlemi gerçekleştirildi. Bu işlemlerin; 125 bin 678’ini kamudan ihraç, 3 bin 483’ü rütbe sökme, 2 bin 761’i ise kurum ve kuruluş kapatma kararları oluşturdu. OHAL KOMİSYONU 93 BİN BAŞVURUYU SONUÇLANDIRDI Bu işlemlere yapılan itirazları incelemek üzere kurulan OHAL Komisyonu’na 126 bin 200 başvuru gerçekleştirildi. Komisyon 2 yılda bu başvurulardan 93 bin 300’ünü sonuçlandırdı. 8 bin 450 başvuru kabul edilirken, 84 bin 850 başvuru reddedildi. 32 bin 900 başvurunun inceleme işlemleri ise devam ediyor. YARGI YOLU AÇILDI OHAL Komisyonu’nun kararları karşı yargı yolu da açıldı. Komisyondan ret kararı alanların, ihraç işlemlerin iptali davası açabilmeleri için Ankara’da Ankara 19, 20, 21, 22, 24 ve 25’inci idare mahkemeleri kuruldu. Bu mahkemelere bugüne kadar 69 bin 564 iptal davası açıldı. Bunların; 20 bin 4’ü karara bağlandı. Davaların çok önemli bir kısma ret kararı ile sonuçlanırken, az sayıda dava hakkında ise kabul kararı verilerek, ihraç işlemleri iptal edildi. İSTİNAF MAHKEMESİNDEN ÖNEMLİ DEĞERLENDİRMELER HaberTürk'ten Fevzi Çakır'ın haberine göre; bu 6 ilk derece mahkemesinin kararlarına yapılan istinaf başvurularına incelemek üzere ise Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi kuruldu. İstinaf Mahkemesi’ne ise şu ana kadar 6 ilk derece idare mahkemelerinden 6 bin dosya geldi. İstinaf Mahkemesi bunların bin 750’sini karara bağladı. İstinaf Mahkemesi’nce şu ana kadar verilen kararlarda; kamudan ihraçların hangi kriterler ışığında haklı görüleceğinin çerçevesi çizildi. Ayrıca kamudan ihraçların temel dayanağı olan terör örgütleri ile “iltisak ve irtibat” kavramlarının tanımı yapıldı. En önemlisi de KHK tartışmaların göbeğinde bulunan beraat ve takipsizlik kararı alanların durumu irdelendi. "İDARİ YARGI SUÇ VE SUÇLU ARAMAZ" İstinaf Mahkemesi’nce verilen bir istinaf talebinin reddi kararında; ceza soruşturma ile idari yargı incelemesinin farkı anlatıldı. Kamudan ihraçların “terör örgütlerine üyelik”, “terör örgütleri ile iltisak ya da irtibat” gerekçelerine dayandırıldığı anımsatılan kararda, idari yargının ceza yargılamasından farklı olarak “suç ve suçlu bulunma halleri” aramadığı, kamudan ihraç edilen kişinin, göreve iadesini haklı kılan bir neden olup olmadığını denetlediği belirtildi. "KESİNLEŞEN CEZA RET GEREKÇESİDİR" Kimi durumlarda ihraç edilenler hakkında ceza davalarının da açılabildiği aktarılan kararda şu değerlendirmelere yer verildi "Ceza yargılaması sonunda ilgilinin ceza alması ya da beraat etmesi mümkündür. Ceza yargılamasında kamu görevlilerinin terör örgütlerine üyelik veya yardım nedeniyle ceza almaları halinde, idari yargı mercilerince, bu ceza nedeniyle başka bir delile ve araştırmaya ihtiyaç duyulmaksızın; OHAL Komisyonu’na yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir. Zira kamu görevinden çıkarma gerekçelerinden olan üyelik’ unsuru, bir mahkeme kararı ile tespit edilmiş olmaktadır…Terör örgütü üyeliğini, bir suç olarak kabul edilip, kamu görevinden çıkarılma yanında hapis cezası ve benzeri yaptırımlara bağlamışken, iltisak’ ve irtibat’ hallerini suç isnadı olmaksızın sadece kamu görevinden çıkarma tedbirinin gerekçesi olarak öngörülmüştür." "CEZA DAVASI İDARİ YARGIYI İNCELEMESİNİ DURDURMAZ" Kararda, idari yargı mercilerinin, “terör örgütü üyeliği” kapsamında açılan ancak henüz kesinleşmeyen davaların sonuçlarını ağır ceza örgüt üyeliğinden ceza vermiş olsa bile dayanak alarak karar vermesinin masumiyet karinesi gereği mümkün olmadığı da ifade edildi. Bununla birlikte ceza davasının sonuçlanmamış olmasının idari yargıda açılan iptal davasının görülmesini engellemeyeceği de vurgulandı. "BERAT VE TAKİPSİZLİK VERİLSE BİLE…" Kamu görevinden çıkarılmanın sadece üyelikle sınırlı tutulmadığına dikkat çekilen kararda şu değerlendirmelere yer verildi "Ceza yargılamasının ilgi alanında bulunmayan iltisak ve irtibat; yani yapışıkmış gibi birlikte hareket etme, gönüllü şekilde tabi olma, eylemlerini bir grubun, örgütün ya da yapının işaretleri, talimatları, yönlendirmelerine göre gerçekleştirme, kendi davranışlarını bireysel iletişim yoluyla ya da yazılı ve görsel basın, sosyal medya paylaşımları üzerinden gelen mesajları dikkate alarak, belirleme hali de kamu görevinden çıkarmanın hukuki gerekçeleri arasında sayılmıştır. Bu nedenle ilgililer hakkında ceza yargılamasında üyelik suçlamasıyla açılan soruşturmada ve davalarda takipsizlik ya da beraat kararı verilmiş olsa dahi idari yargı yeri, irtibat ve iltisak unsurları yönünden de işlemi incelemek zorundadır.” "İHRAÇLARIN AMACI KAMU GÜCÜNÜN ÖRGÜT YEHİNE KULLANILMAMASI" Kararda, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından KHK’larla hızlı şekilde meslekten çıkarmanın gerekliliğine dair şu önemli değerlendirmeye de yer verildi “Her kamu görevlisinin az veya çok kamu gücü kullandığı ve bu güç ile vatandaşlar üzerinde etkili işlemler tesis ettiği dikkate alındığında, yapılan düzenlemelerden terör örgütleri ile anlayış ve davranış birliği içinde olanların kamu gücünü örgüt hedefleri doğrultusunda kullanmalarını engellemek üzere kamu görevinden çıkarılmaların murat edildiği anlaşılmaktadır. Zira FETÖ özelinde daha belirgin şekilde ortaya çıktığı üzere illegal yapılar önce bireysel sonra da örgütsel boyutta kamu gücünü yasal görünümlü yöntemlerle elde etmekte, böylece anlayış ve davranış birliği içinde olduğu grup örgüt veya yapıya şu veya bu şekilde menfaat sağlarken, diğer bireyler aleyhine işlem eylemde bulunmaktadırlar.” İLTİSAK TESPİTİ YAPILAN DAVALAR REDDEDİLECEK Sonuç olarak, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi’nin kararlarına göre, bir kişi “FETÖ üyesi olduğu” suçlamasından adli yargıda takipsizlik veya beraat kararı alsa dahi bu kişinin terör örgütüne “irtibat” veya “iltisakı” tespit edilirse idari yargıda açılan göreve iade davası reddedilecek.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bir kişi mahkemeden beraat almışsa görevine neden dönemiyor?" sorusu üzerine şu cevabı verdi "Çok basit. 15 Temmuz akşamını hep beraber hatırlayalım. Bugün Türkiye Cumhurbaşkanı yaşıyor değil mi? Yaşamama ihtimali var mıydı? Yani Cenabı Allah'ın bir takdiri bugün yaşıyor. Allah muhafaza o gün başka bir olayla karşı karşıya kalsaydık, bugün ne olurdu ve bugün kimler olurdu? Biz bir istihbarat örgütünden bahsediyoruz. Bir devleti teslim almaya çalışan bir örgütten bahsediyoruz. Türkiye'deki yargıyı, emniyeti, istihbaratı, Türk Silahlı Kuvvetlerini, radyoyu, medyayı, televizyonu, üniversiteleri hatta örgütlü tüm teşkilatların içine giren, hayatın bütün alanlarını etkilemeye çalışan, kimini insanlık maskesiyle, kimini sivil toplum örgütü maskesiyle, kimini elindeki yargı veya devletin birtakım güçleri vasıtasıyla etki altına almaya çalışan bir yapıdan bahsediyoruz. Bu yapının kendine ait bir aklı da var. Bu yapının içerisinde olanların tamamı bir somut belge üretmiş midir? Buna kimse 'Evet' diyemez. Belge üretenlerin tamamıyla ilgili 500 bini aşkın insanla ilgili adaletin ve mahkemenin karşısına çıkardık. Elbette ki güvenmeyeceğim. Herkes devletin içine girmek zorunda mı? Türkiye 15 Temmuz gibi bir darbeyle, bir terör eylemiyle karşı karşıya kalmış, devlet temkinli olmayacak mı? Her şeye Anayasa Mahkemesinin gözüyle bakıyor değilim, kimse kusura bakmasın. Belki onlar 15 Temmuz'u unutmuş, Türkiye'yi başka bir noktaya götürmek istiyor olabilirler. Ama biz 15 Temmuz'u unutmadık. Bırakın İçişleri Bakanı olarak bu ülkenin bir ferdi olarak unutmadık, unutamayız da, unutulamaz da 15 Temmuz."
Mahkemelerde beraat eden 17 bin KHK’lının göreve iade edilmemesiyle ilgili Meclis’te gerilim çıktı. Terör propagandası suçlamaları ile dini yorumlar havada uçuştu. İyi Parti Konya milletvekili Fahrettin Yokuş, beraat eden 17 bin KHK’lının, kamudaki görevlerine iade edilmediğini söyledi. Uygulamanın, zulmün boyutunu göstermesi bakımından önemine işaret etti. Mecliste tartışma yaşandı. KORKU CUMHURİYETİ DÜZENİ KURULDU İyi Partili Fahrettin Yokuş, AKP Hükûmetinin OHAL’in arkasına sığınarak Anayasa’yı ve yasaları çiğnediğini ifade etti. “657 sayılı Yasa’yı paspas yaptı. Ülkede ve kamuda korku cumhuriyeti düzeni kurdu. KHK nedeniyle on binlerce çalışanı yargısız infaza tabi tuttu. Bugün 17 bini aşkın beraat etmiş kamu görevlisinin işlerine iadeleri yapılmıyor. Zulüm boyutlarını göstermesi bakımından bu, sizin için önemli bir sonuçtur” dedi. PROPAGANDA YAPMAKLA SUÇLANDI Yokuş’un sözlerine AKP’lilerden tepki geldi. Grup Başkanvekili Cahit Özkan, “OHAL’le ilgili alınan kararlar Fetö’yle mücadele bağlamında alınan kararlar. Her defasında OHAL’le ilgili kararları itibarsızlaştırıp âdeta Fetö’nün propagandasını yapma gayretlerini de kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı. O OKULLARDA OKUYAN BİRİ BAKAN, BİRİ CEZAEVİNDE Özkan’a cevap, İyi Parti Grup Başkanvekili Yavuz Ağıralioğlu’ndan geldi. Ağıralioğlu, hukukun herkese eşit olması gerektiğini belirtti. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ı işaret ederek, ” Benim o okullarda okuduğuma bakmayın, ben şerefli bir annenin, babanın evladıyım.’ diyen bir vatan, millet evladı bakan. Aynı kriterler içerisinde bir vatan, millet evladı da hapiste olabilir. Hukuk işte bu keyfîliği ortadan kaldırmak içindir.” dedi. ZENGİN HIRSIZI AFFEDEN KAVİMLER HELAK OLDU Ağıralioğlu şunları söyledi “Efendimiz kendilerine affedilmesi için, şöhretli olan birinin hırsızlığı için müracaatta bulunan ve ısrar eden ashabına şöyle demiştir; Sizden önceki kavimlerin helak olmasının sebebi şudur Onlar içlerinden şöhretli, itibarlı, güçlü, zengin olanlar hırsızlık etti mi onları affeder, kabahat etti mi onları affeder; garip gureba, fakir fukara kabahat etti mi onları cezalandırırlardı. O yüzden Allah o kavimlerin tamamını yerle bir etti.’ Ondan sonra o meşhur, hepimizin ağzına pelesenk olan sözü ifade buyurdular Peygamber kızı Fatıma olsa…” BAKANA DA GARİBANA DA EŞİT OLMALI Hukukun bakan ile garibanı, en güçlü ile en zayıfı eşitleme mekanizması olduğunu belirten Ağıralioğlu, “Yani kural tanımlanır, tanımlanan kural suçsa herkese, bakana da, garibana da eşittir. Şimdi, Türkiye’de mekanizmanın keyfîliğinden kastettiğimiz şey şudur Sayın Cumhurbaşkanının OHAL’le ilgili hassasiyetlerini, eskiden söylediği cümleleri, kaldırırken hangi saiklerle söylediğini bir okuyun, Biz kaldırırken mutlaka kaldırdığımızda hikmet vardır. Biz getirdiğimizde de bir hikmet vardır.’ Bu yaptığınız siyasetinizin şu üslubuna nezaret ediyor İstediğiniz yere oku atıp, okun düştüğü yerin üstünü daireyi alıp üstüne “12” yazarak isabet etmiş olmuyorsunuz, vurmuş olmuyorsunuz” dedi
fetö den beraat eden askerler göreve iade