🍸 Sülük Yaptırdıktan Sonra Şişlik Neden Olur
uSZoLQ.
- 1116 Güncelleme - 1116 Yüz şişmesi nedir? Neden olur? sorusu vatandaşlar tarafından merak ediliyor. Sabah şişik bir yüzle uyanmanın nedeni gece yatmadan önce yediğiniz bir şeye vücudun verdiği alerjik tepkisi ya da böcek sokması olabilir. İşte detaylar... Sık rastlanan bir durum olan yüz şişmesi bazı hastalıkların belirtisi olarak da ortaya çıkabilir. Bu hastalıklar arasında tiroid, karaciğer, böbrek veya kalp ile ilgili sağlık sorunları gösterilmektedir. Vücudun Su Tutması Özellikle göz altında sabahları görülen şişliğin ana nedeni vücudun su tutmasıdır. Suyun fazla miktarda depolanmasının nedeni aşırı tuzlu beslenme ile kandaki sodyum oranının yükselmesi, çok sıcak ve nemli hava ve güneş yanıkları olabilir. Ayrıca birçok farklı hastalık nedeniyle alınan bazı ilaçların vücudun su tutmasına neden olduğu bilinmektedir. Gebelik, menopoz ve regl dönemlerinde yaşanan hormonal dalgalanmalar fazla suyun atılamamasına neden olabilir. B vitamini eksikliği sıvıların depolanmasına yol açarak ödemler oluşturabilir. Vücudun kronik olarak aşırı su tutması bazı hastalıkların belirtisi olarak da ortaya çıkabilir. Bu hastalıklar arasında tiroid, karaciğer, böbrek veya kalp ile ilgili sağlık sorunları gösterilmektedir. Alerjik Reaksiyonlar Sabah şişik bir yüzle uyanmanın nedeni gece yatmadan önce yediğiniz bir şeye vücudun verdiği alerjik tepkisi ya da böcek sokması olabilir. Tüy, toz, polen gibi solunan alerjenler ve saman nezlesi yüzde şişlik meydana getirebilir. Diğer Olası Nedenler Cerrahi operasyon sonrası, vücudun iyileşme sürecinde sabahları şiş yüzle uyanmak normaldir. Aspirin, penisilin, sülfonamid ve glukokortikoid içeren ilaçların yan etkileri arasında yüzün şişmesi bulunmaktadır. Ağız bölgesinde yaşanan şişlikler diş apsesi nedeniyle oluşabilir. Göz zarında veya göz çevresinde meydana gelen enfeksiyonlar gözaltları ve göz kapağında şişliğe neden olabilir.
Eski zamanlardan beri sülükler birçok rahatsızlık ve kan yoluyla geçen hastalıkların, kirli kanı vücuttan uzaklaştırmak suretiyle, tedavisinde kullanılmıştır. Bu yöntem bazen tedavide, hatta yüksek farmakolojik hastalıklarda bile en iyi alternatiftir. İnsan vücuduna olan iyileştirici etkisinden dolayı bu geleneksel metod hâlâ kullanılıyor. Vasküler Hastalıkların Tedavisi Sülüklerin salgısında 100’ün üzerinde faydalı biyoaktif madde bulunmaktadır. Bunlardan birisi de “hirudin”dir. Hirudin, kanın pıhtılaşmasını sağlayan maddeleri inhibe ederek pıhtılaşmayı engeller. Sülük, doymadan bu salgıyı kesmez. Sülüklerin vücuttan kendilerinin ayrılmasını beklemeden müdahaleyle ayırmak, bu yüzden fazladan kanamalara sebep olabilir. Bu bileşik tıpta da kardiyolojik ve hematolojik hastalıkların tedavisinde sıkça kullanılır. “Kalin” isimli bileşik de aynı görevi gören bir başka maddedir. Aynı zamanda interstisyel dokulararası sıvının viskozitesini artıran “hiyalüranidaz”enzimi içerir. Sülük salgısının içerdiği asetilkolin, histamin ve karboksipeptidaz A inhibitörü, damarları genişleterek kan akışını hızlandırır. Buna “vazodilatör etki” denir. Bu bileşikler her şeyden önce kanın viskozitesini azaltmak için birlikte çalışır. Kanın kıvamını inceltir ve kan akışını daha iyi hale getirirler. Kanın koyu kıvamlı yapısı, onu hem pıhtı formuna gelmeye, hem de bireyin tansiyonunu yükseltmesine eğilimli hale getirir. Oluşan pıhtı parçacıkları vücudun çeşitli bölgelerine giderek damarları tıkayabilir. Bu da sonrasında kalp spazmlarına ve kalp krizlerine sebep olur. Kanın bu koyu kıvamlı hali özellikle parmak ve parmak uçları için risk teşkil eder. Vücudun merkezden uzak uzuvları olduğu için bu noktalara yeteri kadar temiz kan ve besin taşınamayabilir. Bu nedenle sülük salgısındaki antikoagülatif pıhtılaşmayı engelleyen bileşikler, kanı daha ince kıvamlı hale getirdiğinden hayati önem taşır. Ayrıca, hirudin, segmental refleks mekanizmasını da uyardığından, kardiyovasküler hastalıkların tedavisine de katkıda bulunur. sülük tedavisi ile damar rahatsızlıklarının düzelmesine katkı sağlanabilir Kıl Dökülmesi ve Kellik Tedavisi Sülük tedavisi, vücuttaki kel alanlara uygulandığı zaman bu noktadaki kan sirkülasyonunu artırır ve besin alımına yardım eder. Saç foliküllerini güçlendirir, bu suretle saç uzamasına katkı sağlar. Kelliğe fungal enfeksiyonlar sebep olur. Sülük salgısında da mantar enfeksiyonlarıyla savaşmayı sağlayan antibakteriyel bileşikler bulunur. Eklem İltihabı Tedavisi Sülüğün yaklaşık 600 türü bulunur. Bunlardan yalnızca 15 türü tıbbi sülüktür ve eklem iltihapları ya da diğer hastalıklarda kullanılır. Eklem iltihabı tedavisinin; sülüğün doğal anestetik salgılamasına dayanan, sivrisinek ısırığına benzeyen bir deneyim bırakan basit ve doğal bir yöntemi vardır. Sülük, enfeksiyonlu kanı uzaklaştırır, aynı zamanda salgıdaki bileşik ve enzimler eklemlerdeki iltihabı ve ağrıyı azaltır. Tıbbi sülükler, kendileri vücuttan otomatikten ayrılmadan önce yaklaşık 1 saat kadar hastada yapışık kalır. Salgı boyunca hastalar rahatladıklarını hissederler. Sonrasında da tedavi bölgesi temizlenir ve kapatılır. Bireye göre değişmekle birlikte, gerektiğinde ortalama her 6 ila 8 ayda bir sülük tedavisi tekrarlanır. Eklem ağrısı ve iltihap iyileşmesi, tedavinin ertesi günü kendini fark ettirebilir. Eklem iltihabı için tek tedavi yolu değildir, ama yüzyıllardır uygulanagelen bir yöntemdir. Diyabet Tedavisi Daha önce bahsi geçen hirudinin kan sulandırıcı özelliği de olduğundan, sülük salgısı diyabet tedavisine de katkı sağlar. Kulak ve Duyma Problemlerinin Tedavisi Sülük tedavisi en yaygın üç kulak probleminin iyileşmesine yardım eder; ani işitme kaybı, kulak uğultusu ve orta kulak iltihabı. Ani işitme kaybına iç kulakta “labirent” adı verilen yapının enfeksiyon kapması sebep olabilirken, kulak uğultusuna dolaşım bozuklukları, kullanılan ilaçlar ve yine enfeksiyon kapması sebep olabilir. Sülük salgısındaki antibakteriyel enzimler, işte bu bakterileri öldürerek işitme problemlerinin tedavisine yardımcı olurlar. Bu antibakteriyel ajanlar ayrıca bağışıklık sistemini güçlendirerek ileri enfeksiyonlarla mücadele ederler. Göz Hastalıklarının Tedavisi Glokom , göz içi basıncının artmasıdır. Vitröz hümor’gözde camsı cismin içinde bulunan, gözü besleyen sıvıde çok fazla madde üretimi olduğunda veya geri emilim çok yavaş olduğunda ortaya çıkan bu durum, göz yapılarının sıkışmasına, bu da görüşte aşamalı bulanıklık ve görmede yavaş ama belli bir kayba sebep olur. Göze kan akış oranını azaltmak için sülüklerin kullanılması, vitröz hümorde madde üretimini azaltır ve göz basıncını düşürür. Koryoretinitkoroid ve retinanın birlikte iltihaplanması gibi iltihap hastalıklarının iyileşmesine de katkı sağlar. Diş Eti Hastalıklarının Tedavisi Sülükler diş etindeki kan akışını da artıracağından, buradaki toksinlerin boşalmasına ve buranın besin alımının artmasına yardımcı olacaktır. Ayrıca antikoagülasyon ajanları da diş etlerindeki pıhtı parçacıklarını parçalar. Diğer faydalı bileşikler, antienflamatuvar ajanlar da şişikleri ve iltihapları azaltır. Migren Tedavisi Kalpte oluşturulan küçük kan pıhtılarının beyne gitmesi ve buradaki kan akışını bozmasının, baş ağrısı, bulantı, fotofobi gibi tipik migren semptomlarına sebep olduğuna dair bir teori vardır. Bildiğimiz üzere, sülüklerde hirudin dediğimiz antikoagülant bir madde bulunur. Bu antikoagülant madde kanı sulandırır, kan daha kolay ve hızlı akar. Bu da pıhtıların bozulmasına neden olacağından migrene iyi gelir. Sülükten salgılanan hirudin, kanın pıhtılaşmasını azaltarak baş ağrısını azaltabilir. Sülük salgısının, bildiğimiz ya da bilmediğimiz daha birçok hastalığa faydası vardır. Günümüze kadar ulaşabilmesi de bu geleneksel tedavi yönteminin etkisini bizlere kanıtlar.
İş yeri stresinin de bu hastalığa zemin hazırlayan sebeplerden biri olduğuna dikkat çeken İç Hastalıkları Uzmanı Kayahan huzursuz bağırsak sendromu ile ilgili önemli bilgiler verdi. İç Hastalıkları Uzmanı Kayahan, “İrritabl barsak sendromu, sık görülen kronik bir hastalıktır. Görülme sıklığı erişkinlerde yüzde 15-20’lere kadar kesimde oldukça sık rastlanmakta, bağırsak hastalıkları içinde doktora en sık müracaat edilen rahatsızlıkların başında gelir. En önemli belirtisi dışkılama alışkanlığının değişmesidir. Zaman zaman kabızlık ve ishal periyodları, karın ağrısı, dolgunluk, şişkinlik hissi, geğirme, mide de yanma, ekşime gibi hazımsızlık şikayetleridir. Hiçbir zaman kanlı dışkılama olmaz. Bu, psikosomatik bir hastalık olup, organik veya biyolojik herhangi bir nedeni yoktur. Hastanın yaşam süresini kısaltmaz, hayatı tehdit etmez ama yaşam kalitesini bozar” diye belirtileri nelerdir?Hastalığın gelişiminde en önemli sebeplerden birisinin stres, artmış korkular, panik ataklar, çalışma veya günlük yaşamda karşılaşılan sorunlarla baş edememek geldiğini dile getiren İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Meral Kayahan, şunları kaydetti“Beyin ile vücudumuz arasındaki ilişki birçok örnekle net bir şekilde ortaya konabilir. Anksiyeteye neden olan bir durum ile karşı karşıya kalındığından iş yeri stresi, yarışma, imtihan birçok kişide emosyonel ve fiziksel bir cevap meydana gelir. Kişi bu esnada emosyonel olarak korku, Anksiyete iç sıkıntısı, stres veya şüphe hissedebilir. Fiziksel olarak ise terleme, çarpıntı, nefes darlığı, adale gerginliği, karın ağrısı bu emosyonel ve fiziksel tepkiler her bireyde farklılık gösterir. Bu tamamen kişinin o anda aklından ve vücudunda olanların farkına varma derecesi ile ilgilidir. Çoğu kişide hedef organ bağırsaklardır. Bağırsaklar, gıdaların sindirilme ve artıkların dışarı atılması işlevini beyinden bağımsız olarak otonom sinir sisteminin kontrolünde stres ve yoğun baskı anında beyinin gönderdiği karmaşık uyarılar, kendi kendine düzenli çalışan bağırsak sinir sistemini de etkiler. Tüm bunların sonucunda irritabl bağırsak sendromunda gözlenen olaylar istemsiz olarak gelişir. Stres anında santral sinir sistemi ve diğer sinir sistemleri arasındaki yakın ilişki nedeni ile gerek direkt uyarı, gerekse salgılanan hormonlar aracılığı ile barsak hareketleri da karın ağrısı ve ishal’e neden olur, ayrıca şişkinlik ve gaz şikayetlerini beraberinde getirir. Bağırsağın kas tabakasında gevşeme ile sindirim artıkları barsak içinde birikerek gevşek karın duvarı olanlarda özellikle bayanlarda karında şişmeye, gerginliğe ve ağrıya neden olur. Hastalığın altında yatan neden organik veya biyolojik sebep değildir, bağırsak kaslarının fonksiyonunda oluşan bir hastalık ama...Beslenme biçimi, ruhsal durum, stres, iş yoğunluğu, iş gücü altında ezilme, seyahat, yaşamda bazı yeni başlangıçlar iş değiştirme, evlenme, boşanma, şehir değişikliği vb... seyahatler bireyden bireye değişen oranlarda bu hastalığa neden bağırsak sendromu ile beraber yaşamak zordur. Beklenmedik zamanda ortaya çıkan ağrılar, sık sık dışkılama, kötü kokulu ishal veya kabızlık sosyal yaşamı etkiler. Günlük yaşamda aşırı tüketilen kahve, çay, sigara, düzensiz beslenme, alkol zaten hassas olan bağırsağı daha da olumsuz etkiler, şikayetler artar. Bütün bunlar yorgunluk, depresyon, isteksizlik ve uyku bozukluğuna, iştahta azalmaya sebep süreli bir hastalık olmasına karşın herhangi bir komplikasyona sebep olmaz. İşlevsel bir hastalıktır, kansere, kanamaya, ülseratif kolite neden bir hastalıktır, fakat nadiren ömür boyu sürer çok az kişide devamlılık gösterir. Yaşam içindeki stres faktörlerinin ortadan kalkması ile ve kişinin yaşam şeklini, işini ve aile ilişkilerini düzenlemesi ile hastalık tamamen düzelebilir. Öncelikle bir hekime başvurulmalı. Hekim hastasına organik, yapısal bir hastalığı olmadığını zengin gıdalar, kabızlığın ön planda olduğu hastalarda yarar sağlar. Karın ağrısı ön planda olan hastalarda spazm çözücü ve barsak hareketlerini düzenleyici ilaçlar kullanılır. Anksiyete bozukluğu olanlarda anksiyolitik verilebilir.”
sülük yaptırdıktan sonra şişlik neden olur